Anadolu’nun sürgün kültür varlıkları için diplomatik çabalar sürüyor
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Firaricilikle Çaba Daire Başkanı Boz: – “Türkiye, kültür varlıklarının yerinde korunması gerektiğine inanan bir ülke. Bu surattan ilgili müzelerle, ülkelerle gerekli diplomatik platformlar oluştukça gerekli her türlü adımı atıyor”
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Firaricilikle Çaba Daire Başkanı Zeynep Boz, kültür varlıklarının yerinde korunması gerektiğine inanan bir ülke olarak Anadolu’nun sürgün kültür varlıklarının ait oldukları topraklara döndürülmesi için diplomatik platformlar oluştukça gerekli her türlü adımı attıklarını söyledi.
Boz, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde, gerek diplomatik ilişkiler kullanılarak gerekse ticari ilişkiler üzerinden baskı kurularak alınan izin belgeleriyle Anadolu’dan koparılan kültür varlıkları bulunduğunu belirtti.
Kültür varlığı firariciliğiyle çaba emeliyle Firaricilikle Çaba Daire Başkanlığının kurulduğunu, eser iadesinin de bunun önemli ayaklarından biri olduğunu kaydolan Boz, firariciliğin engellenmesi veya kaçırılarak yurt dışına götürülmüş eserlerin iadesine yönelik çalışmaların daha süratli ilerlediğini dile getirdi.
Osmanlı döneminde götürülmüş, Bergama Zeus Sunağı, Halikarnas Mozolesi, Viyana’da bulunan Trysa Abideyi gibi pek çok ikonik eserin yurt dışındaki müzelerde sergilendiğine işaret eden Zeynep Boz, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye, kültür varlıklarının yerinde korunması gerektiğine inanan bir ülke. Bu surattan ilgili müzelerle, ülkelerle gerekli diplomatik platformlar oluştukça gerekli her türlü adımı atıyor. Bu mevzuların eskiliğine bakacak olursak burada bir hukuk usuli izlemek, bir dava açmak gibi vaziyetler çok söz mevzusu değil. Zira ilgili ülkelerin salt zaman aşımları veya döneminin yasalarının uygulanış şekillerinde değişiklikler olabiliyor. Birtakım fermanlar birtakım izinler verilmiş. O izinlerin bütün olarak neyi içerip içermediği hukuk etrafında net unsurlar değil. Bu nedenle bizim için sarih yol daha çok diplomasi ve bilimsel iş birliği yolu. Biz bu eserlerimizin bulunduğu ülkelere sıklıkla rahatsızlıklarımızı anımsatıp, kendilerinin iddiaları güzergahında birtakım bilgi ve belge taleplerinde bulunuyoruz.”
– “Zeus Sunağı, Bergama’nın güneşiyle yıkanmalı”
Zeynep Boz, Bergama Zeus Sunağı’nın, birtakım izinlerle Anadolu’dan çıktığının bilindiğini, bunla ilgili bazı belgelerin yayınlandığını belirterek, şöyle konuştu:
“Ancak daha sonra tarihçilerimiz, akademisyenlerimizce yapılan araştırmalarda şu karşımıza çıkıyor ki bu eserlerin bir kısmının götürüldüğü yarıyılda verilmiş herhangi bir izin yok. Biz de Alman tarafından Zeus Sunağı’na ait olan diğer tüm parçaların müzeye ne zaman girdiği, hangi izinle girdiği, kimin tarafından getirildiğine ilişkin stok kayıtlarını arz ettik. Buna ilişkin talebimizi birkaç sefer yineledik ve hala pozitif bir dönüş bekliyoruz. Bunu bir işbirliği zemininde çözmek için tarafgiriz. Bir noktadan sonra mevzu bizim için UNESCO safhasına taşınabilecek bir hale gelebilir. Biz arzu ediyoruz ki bunu ikili diyaloglarımızla ve barışçıl bir şekilde en azından araştırabilelim, bu mevzuyu konuşabilelim.”
Zeus Sunağı’nın, UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmiş Bergama Antik Kenti’ne ait bir eser olduğunu vurgulayan Boz, “Antik kentin ziyaretçileri sunak yerinde belki birkaç basamak ve ağaçlar görüyorlar. Bu hiçbirimizi mutlu eden bir vaziyet değil. Eski Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın’ın ‘Zeus Sunağı Bergama’nın güneşiyle yıkanmalı’ sözşöhrete son derece katılıyorum. Tabii ki böyle bir mücadelemiz, en azından incelemek üzere tam iddiaların ortaya dökülmesi üzerine girişimlerimiz var. Ancak bu girişimler tek taraflı olunca bir anlam ifade etmiyor, beynelmilel işbirliği büyük ehemmiyet taşıyor.” diye konuştu.
– “Tarafımızca büyük memnuniyetle karşılanmış bir açıklama”
Boz, Berlin Eyaleti Çeşitlilik ve Ayrımcılıkla Çabadan mesul Müsteşarı Epilepsiye Gomis’in, eserin Türkiye’ye iade edilmesi yönündeki açıklamalarının, Almanya’nın eseri Türkiye’ye iade etmeye karar verdiği anlamına gelmediğini söyledi. Gomis’in bu açıklamalarını, kendi adalet inancı güzergahında yaptığını belirten Boz, “Tarafımızca büyük memnuniyetle karşılanmış bir açıklama.” dedi.
Türkiye ile Almanya arasında başka kültür varlıklarına ilişkin dosyaların da bulunduğuna işaret eden Boz, Konya Beyhekim Camisi’nin mihrabı ve pencere kanatları, İhtiyar Balıkçı Heykeli’nin gövdesiyle Piyale Paşa Camisi’nin çini alınlığının bunlar arasında yer aldığını söyledi.
Eserlere ilişkin dosyaların 1990’larda açıldığını andırdıran Boz, “Bize de bunları kapatmak düşüyor. Bu dosyaların kapatılmasıyla da yeni eserlerimiz hakkında konuşmaya başlayacağız.” diye konuştu.
– “Hiç teslimiyetçi olmadık, bu noktadan sonra da teslimiyetçi olmayacağız”
Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Firaricilikle Çaba Daire Başkanı Zeynep Boz, Türkiye’nin de içinde bulunduğu köken ülkelerin, kendilerine ait olanı istemekten korkar hale getirildiğini söyledi. Boz, şunları kaydetti:
“Belli bir yere kadar rasyonel ve anlam çerçevesinde davranmak bir gereklilik. Ancak bizim olana bizim diyebilmekten bile korkar hale getirilmiş köken ülkeler. Ancak biz korkmuyoruz. Bizim olan, bizden koparılmıştır. En azından bunun altını çizmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunu vurgulamakta cesur olabileceğimize inanıyorum. Tabii ki bunun dışında resmi görüşmeler, bilgi alışverişleri bizi nereye götürür, yeni mevzular mı açılır, eskiler mi gelişir, bunu göreceğiz. Ama biz hiç teslimiyetçi olmadık, bu noktadan sonra da teslimiyetçi olmayacağız.”
Fransa’da, aralarında Louvre Müzesi’nin yer aldığı bazı müzelerde Karkamış Antik Kenti’nden gitmiş eserlerle, II. Selim ve III. Murat türbeleriyle I. Mahmut Kütüphanesi’nden çinilerin bulunduğunu anlatan Boz, şunları kaydetti:
“Büyük müzelerin zamanında kurmuş oldukları koleksiyonlarını koruma kaygılarını kavrıyoruz. Lakin bu koleksiyonlar bir yanlışla kurulmuş. Diplomatik kanallarla Osmanlı üzerine kurulmuş bir baskı var. Aynı şeyi Latin Amerika ülkeleri için de konuşabiliriz. Kendi kolonize ettikleri ülkeler için de aynı yanılgıları yaptıklarını söyleyebiliriz. Onların bu koleksiyonları kurarken yaptıkları kusurların çekincesini ben bugün bu eserleri arz etmekte yaşayamam. Bu surattan bu yanlışları gidermenin kendilerine düştüğünü, röportaja sarih olmalarının çok önemli olduğunu vurgulamak isterim.”
– “Yerinde görülmesi daha anlamlı olmaz mı”
Daire Başkanı Zeynep Boz, antik dünyanın 7 harikasından biri olan Halikarnas Mozolesi’nin, bugün British Museum’da sergilendiğini ve oranın ziyaretçilerini memnun ettiğini belirterek, “Karşı taraftan çok sık dinlediğimiz şey şu, ‘Biz çok büyük müzeleriz, çok önemli koleksiyonlarımız var, bizim sayemizde tam dünya yurttaşları bunları görebiliyor.’ Ama biz de bu eserleri alıp toprağın altına tekerrür gömmeyi düşünmüyoruz. Burada da tam dünya yurttaşları bunları yerinde görüp, zevkle takdir edebilecek. Yerinde görülmesi daha anlamlı olmaz mı?” diye konuştu.
“Orada kalsaydı tahrip olurdu”, “Kireç ocaklarında eritilirdi” yönündeki hakikatlerle bağdaşmayan birtakım iddiaları dinlemeye artık tahammüllerinin kalmadığını söyleyen Boz, “Bu nedenle de iş birliğinin, bir masanın başında karşılıklı oturup konuşabilmenin özlemini dinliyoruz.” dedi.