Ömrümüz süresince tavırlarını ve yaşam biçimini her daim misal almamız gereken Peygamber Efendimiz’in s.a.v sünnetleri bizler için rehber, hayat rehberi kalitesindedir. Bizler de Efendimiz’in s.a.v hadis-i şeriflerini bilerek yaşam şeklimize tertip edebiliriz. Gün içerisinde yaptığımız imanların sevabını artırmak için sünnete uygun hareketler sergilemeliyiz. Misalin; yemek yerken besmele sürüklemek, hoş yerlere sağ ayak ile girmek, cuma gününe hürmet gibi… Mümin kimselerin bayramı olan mübarek cuma gününde Kehf Suresi okumanın erdemi hadis-i şeriflerle sabittir. İşte cuma günü Kehf Suresi okumanın sevabı… Söylentilere göre Hz. Peygamber s.a.v şöyle emrediyor.
“Her kim Cuma gecesi veya günü Kehf Sûresi’ni okursa, o şahsa okuduğu yerden Mekke-i Mükerreme’ye kadar erişen bir nûr ihsân edilir. Bir dahaki cumaya ve üç gün fazlasına kadar yapacağı günahlar kendisi için affedilir. Sabaha kadar yetmiş bin melek kendisine salât eder. Tam hastalıklardan, özellikle karın uru, tüberküloz, alaca ve cüzzam tasalarından, bir de Deccâl’ın fitnesinden kendisine âfiyet verilir.” Bu Hadis-i Şerif değişik kaynaklarda değişik biçimlerde de karşımıza çıkabilir. Ebû Sa‘îd el-Hudrî’nin r.a söylentisine göre, Efendimiz s.a.v şöyle emretti:
“Her kim Cuma gününde Kehf Sûresi’ni okursa, o iki Cuma arasını o kimse için nûr gibi parlatır. Size, öyle bir sure haber vereyim mi ki, azameti gökle yer arasını doldurmuştur, kendisini yazana da o kadar ecir vardır, onu Cuma günü okuyan için bir dahaki cumaya üç gün ziyadesine kadar günahları affedilir. Yatarken onun sonundaki beş bir başka rivâyete göre on âyeti okuyanı gecenin dilediği saatinde Allâh-u Te‘âlâ uyandırır” emredince
Sahâbe-i Kirâm: “Emret yâ Rasûlallâh!” dediler
. Bunun üzerine Rasûlüllâh s.a.v: “Ashâb-ı Kehf Sûresi’dir.” emretti.

Kur’an-ı Kerim’in bütün ortasında başka bir deyişle 15. cüzde yer alan Kehf Suresi, ismine ilk defa 9. ayette daha sonra öbür ayetlerde de rastladığımız ‘Kehf ‘ kelimesinden almaktadır. Arapça’da kelime manasına baktığımızda ‘Mağara’ anlamına gelen Kehf, Ashab-ı Kehf olarak ifade edildiğinde ‘Mağaraya sığınanlar’ anlamı taşımaktadır. En genel haliyle belirleyecek olursak mevzu bakımından sağlam iman ve inançlarından dolayı öldürülmek istenen bir grup gencin, Allah c.c tarafından nasıl fantastik bir biçimde korunduğu anlatılmaktadır. Bu gençlerin dışında surede Hz. Mûsâ ile Zülkarneyn de mevzu edilmektedir. Özellikle de cuma günü ya da gecesinde bu sureyi okumanın çok büyük bir mükafat olduğunu bizlere müjdeleyen Sevgili Peygamber Efendimiz s.a.v, bir hadis-i şerifinde
“Cuma gecesi Kehf Suresi’ni okuyan, kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki cuma arasında işlediği minik günahlar da affolur.” bk. et-Terğıbü ve’t-Terhib, Kitabu’l-Cuma, 1/512-513 emretmektedir.