Kocaeli’nin Gölcük ilçesi Hamidiye Semti’nde yaşayan 32 yaşındaki fabrika emekçisi Ömer Duru, takribî 1 sene evvel sosyal medya üzerinden Endonezyalı Siti Hardianti ile tanıştı. 10 aylık görüşmenin ardından Ömer Duru, evlenmek istediği Siti Hardianti’yi ailesinden istemek için geçen ay 16 saat süren uçak yolculuğuyla Endonezya’ya gitti. Ömer Duru ve Siti Hardianti 28, Tangerang kentinde ülkenin ananelerine uygun bir merasimle evlendi. DHA’nın haberine göre çift daha sonra binlerce km uzaklıktan Gölcük’e gelerek, köy evinde yaşamaya başladı. Eşinin az Türkçe bildiğini ve şu anda kendi aralarındaki irtibatı, tercüme programları ve el yordamıyla asıllaştırdıklarını söyleyen Ömer Duru,
“Sosyal medyada gezerken, eşime denk geldim ve tanıştım. Türkçesi çok az olmasına karşın 10 ay süresince görüştük, konuştuk. İnternet üzerinden ailesiyle tanıştım, o da benim ailemle tanıştı. İş ciddiye binince ailem ‘Gayenin varsa git kızı iste, giderler neyse biz veririz’ dediler. Görüştüğümüz 10 ay içinde iyi-makûs azıcık Türkçe öğrettim eşime. Endonezya’ya gittim, ailesinden istedim ve alıp geldim. Konutluluk harekâtları Türkiye’deki gibi kolay olmadı oradaki nikah harekâtları. Sağ olsun eşim ve ailesi bana o mevzuda dayanakçı oldu.” dedi.

Siti Hardianti’yi aralarındaki sevgi sebebiyle kolaylıkla Türkiye’ye gelmeye ikna ettiğini ifade eden Ömer Duru, laflarına şöyle devam etti:
“Onların kendi ananelerine göre konutlandık. Nikah kontratları vardı, onları okumamız gerekiyordu. Dini nikahımızı ve resmi nikahımızı aynı anda yaptık onların ananelerine göre o biçimde oluyormuş. İkimize de ayrı ayrı konutluluk cüzdanı verdiler, biri yeşil, biri kırmızı renkte. Bu biçimde konutlandık. Şu an Gölcük Hamidiye köyünde ailemle beraber yaşıyoruz.” 
Eşinin köy milleti tarafından sevgiyle karşılandığını anlatan Ömer Duru,
“Köy milleti yabancı bir gelin geldiği için çok neşelendi sarihçesi. Hanımı da sevdiler, yanıma yakıştığını söylediler. Çevresindekiler konuşurken pek bir şey kavramıyor ama gülerek bakıyor. Süratli konuştuğunuz zaman pek kavramıyor, tane tane konuşmanız gerekli. Köy milleti afallamış azıcık. Hatta Endonezya’ya gitmeden ‘Saçmalama, orada ne işin var? Kaybolursun’ diyorlardı. ‘Kaybolursam konsolosluğu bulurum elbet’ diyordum. Nasibimiz Endonezya’daymış gittik ve aldık.
Gece çok geç saatte köyümüze geldik. Çoğu kimse meraktan yatmamıştı ve köy kahvesinde herkes bizi bekliyordu. Eşimi köyde bulunan herkes çok sıcak karşıladı. Köydeki kahve doluydu, kimse yatmamıştı meraktan, beklemişler bizi. Kuzenimiz getirmişti bizi, kornaya tazyike herkes bir anda dışarı çıktı. Ertesi sabah komşular, köydeki bayanların hepsi eşimi görmeye geldi. Eşimi köyde bulunan herkes çok sıcak karşıladı.” diye konuştu.
